Polisin casus yazılımına Korsanlar Partisi’nden tepki

Alman Korsanlar Partisi güvenlik birimlerini, bunlara riayet etmemekle suçluyor. Korsanlar Partisi Kaos Bilgisayar Kulubü ile birlikte emniyetin ilk casus programını kullanmasına engel oldu. Gerekçe olarak da söz konusu programın çok sayıda güvenlik açığını içinde barındırması ve Anayasa Mahkemesi’nin yasaklamasına rağmen bilgisayardaki verileri kaydetmesi gösterildi.
Federal Emniyet Dairesi bu gelişmenin ardından 2012 yılında kurulan ‘Yetki Merkezi’nde yeni bir yazılım üzerinde çalışmalar yapıyor. Bu yazılımın tamamlanması iki yıl sürebileceği için polis ara çözüm olarak, bazı firmalardan casus yazılımı satın almayı istiyor.
Ancak Korsanlar Partisi Genel Başkan Yardımcısı Markus Barenhoff bunun daha sorunlu olabileceği görüşünde. Barenhoff, “Sorun, dışarıdan bunu yapabileceğini bilen birinin de bilgisayara girebilecek olması. Bundan daha da kötüsü ve bence en büyük sorunsa, bu yazılımla bir bilgisayara girilebildiğimde, burada birşeyleri değiştirme olanağına sahip olmam, örneğin dışarıdan biri bilgisayara girip, söz konusu kişiyi zor durumda bırakabilecek belge ya da bilgiler yükleyebilir” diyor.
Deutsche Welle’nin haberine göre, Korsanlar Partisi, Federal Emniyet Dairesi’nin casus yazılımı için bazı firmalara başvurması nedeniyle, Federal Sayıştay’a şikâyette bulundu. Partiye göre, emniyet vergi gelirleriyle yasal çalışmayan casus programları satın almaya çalışıyor.
Emniyet ise kendilerine duyulan güvensizlik yüzünden rahatsız. Alman Polis Sendikası Genel Başkanı Rainer Wendt, şunları söylüyor: “Bizleri özellikle kızdıran politikacıların vatandaşların hakkını korumak zorunda olduklarına inandıkları için, polisin elinden yaşam ve fiziksel bütünlük hakkını korumak gibi bir başka vatandaşlık hakkını almaları. Aslında bizim istediğimiz demokratik bir hukuk devletinde alışılmış bir durum. Bu hak bize hukuk devleti güvencesi altındaki bir sistemde çalışmayı ve önlemlerimizi almayı sağlıyor. Yani hukuk devleti savunmasız değil. Kendisini savunmak için tekniği kullanabilir ancak elbette bunu yaparken, özgür demokratik düzenin değerlerinin korunması sağlanacaktır.”
Federal Meclis İçişleri Komisyonu Başkanı, Hrıstiyan Demokrat Birlik Partili Wolfgang Bosbach ise polis devleti istemediklerini vurguluyor: “Polis devleti istemiyoruz. Kontrolcü bir devlet istemiyoruz. İçişleri bakanı ve bu koalisyonun, her vatandaşın bilgisayarına girerek, içindekini okuyabilmesini planladığı yönünde bir izlenimin uyandırılması bile abes. Burada önemli olan radikallerin kimliklerini gizleyerek iletişim sırasında verdikleri bilgilerin, yazışmaların, kayıtların güvence altına alınması. İşte önemli olan bu.”